Cuma, Şubat 02, 2007

Şubat

Şubat ayı en kısa aydır derler ama yanılıyor olabilirler, biliyor musunuz?
Takvim sayfalarını karşılaştırdığınız zaman, evet, en kısası oymuş gibi gözükebilir. Şubat ocakla martın arasında, sandviç peyniri gibidir. İki yandaki dilimlerin kabuklarına değemez. Ayağında lastik şosonlar varken (zaten şubatı çıplak ayak yakalamanıza olanak yoktur) aralıktan bir kafa boyu kısadır. Ama artık yıllarda filiz verdiği zaman nisanın burnuna kadar gelebilir.
Kuzenlerinden ne kadar daha ufak tefek görünürse görünsün, hepsinden uzun sürüyormuş gibi bir inanca sahiptir. Kışın en gaddar ayıdır. Çok zalim oluşu, maskeli baloya gidiyormuş gibi ilkbahar kılığına girebilmesinden, bunu birkaç saat sürdürüp sonra maskesini sadist bir kahkahayla çıkarmasından, herkesin suratına buzlar tükürmesinden ileri gelir ki, buna uzun süre dayanmak gerçekten güçtür.
Şubat acımasızdır. Aynı zamanda da can sıkıcıdır. Sayfasındaki kırmızı rakamları topladığınız zaman sıfır eder. Bir-iki politikacının doğum günü, kemirgenlerle ilgili bayram... nasıl kutlamaymış onlar öyle? Bu sakin şampanyanın tek canlı köpüğü, Sevgililer Günü'dür. Atalarımızın Sevgililer Günü rozetini şubatın gömleğine takmaları bir kaza değildir. Bu frijit ayda kendine bir sevgili bulacak kadar şanslı olan erkek veya kadının gerçekten kutlayacağı bir şey var demektir.
Tomurcuklara hafiften renk vermesi ve içlerindeki yaprakçığı biraz şişkinleştirmesinden başka hiçbir yararı yoktur şubatın. Tıpkı adındaki "ş" harfi kadar yararsız bir aydır. Bir barikat, bir engelmiş gibi davranır. Çamurdur, çirkeftir, sıkıntıdır, ilerlemeyi de, mutluluğu da geride tutar.
James Joyce şubat ayında doğmuştur. Charles Dickens da, Victor Hugo da öyle. Bu da bize gösterir ki, yazarlar başlangıçlarda zayıftırlar ama nerede duracaklarını bilme konusunda daha da beter durumdadırlar.
Şubatın rengi çavdarın üzerindeki domuz yağı gibidir. Kokusu ıslak yün pantolonlar gibidir. Sesine gelince, gıcırdayan bir kemanla çalınan soyut bir ezgidir. Klostrofobisi olan bir şirretin kapalı yerden gelen iniltisi gibi sesi vardır. Ey şubat, sen her iki anlamda da küçüksün! Eğer boyun şimdiki bıktırıcı boyunun iki katı olsa, içimizden pek azı o şen mayıs ayına sağ çıkardı.

...demiş Tom Robbins.

Ben de böyle bir ayda doğmuşum..