Salı, Mayıs 22, 2007

outsourcing

İçim dışım outsourcing oldu. Enine boyuna inceledim konuyu, yazılmış ne kadar makale, kitap varsa ulaştım hepsine, kaynak bulunabilecek ne kadar kişi tanıyorsam hepsinden istedim, gidilebilecek ne kadar üniversite varsa, Gebze dahil gittim, kütüphaneleri taradım. Film izlemek, gezmek tozmak, kitap okumak, televizyon izlemek, hiç bir şey yapmamak, romantik düşüncelere dalmak gibi en basit şeylerle değerlendirebilecek zamanlarımın tümünü outsourcing ile doldurdum, yapılacak herşeyi, planları, buluşmaları bile outsourcingden sonrasına erteledim. Yatağımın üzeri sıralı ve düzenli, hemen bulabileceğim şekilde fotokopilerle dolu, yatağımda yatmıyorum artık, outsourcinge bıraktım onu da. Odamdan herşeyi çıkartıp yerine outsourcingler koydum, gece yatmadan önce yüzüme outsourcing sürdüm, dişlerimi outsourcingle fırçaladım, uzun süredir geçirdiğim en romantik dakikaları yine onunla geçirdim, bunu da monitöre bakarken ışığı kısıp müzik dinleyerek başardım. Tatilde outsourcinge gideceğim, akşam yemeklerimde zaten outsourcing yiyordum şimdi diğer öğünlerimi de onunla değiştireceğim. Sabahları da dolabımdan sadece outsourcing rengi kıyafetlerimi çıkartıp giyiyorum. Çok bütünleştik, çok bağlandık. Şimdi yaratacağı boşluğu düşünerek çok endişeliyim, o gittikten sonra eski hayatıma dönebilir miyim bilmiyorum, ben bu tezi teslim etmek istemiyorum, jüriyle paylaşmak istemiyorum onu. Biz ikimiz iyiyiz böyle.

Pazartesi, Mayıs 14, 2007

Bugün Ahmet Yılmaz isimli bir müşteriyi daha önce de kendisine ulaştığım bir numardan aradım. İş yeri numarası olduğu için önce santrale bağlandım:
-İyi günler, Ahmet Yılmaz' la görüşebilir miyim?
-Ahmet Yılmaz?
-Evet Ahmet Yılmaz.
-Hmm..Ahmet Yılmaz, Ahmet Yılmaz.. Hangi departmanda çalıştığını biliyor musunuz?
-Hayır ama daha önce bu numaradan görüşmüştük.
-Ben bilmiyorum, sanırım öyle biri çalışmıyor ama isterseniz ben sizi bir de danışmaya aktarayım.
-Teşekkürler
-Buyrun?
-Ahmet Yılmaz'la görüşmek istiyorum.
-Ahmet Yılmaz mı? Hmm..Bir saniye.. Sanırım böyle biri çalışmıyor. (Bağırıyor) Ali Beey! Ahmet Ylmaz diye birini tanıyor musun? Yok o da tanımıyor, biz çıkaramadık. Ne zaman görüşmüştünüz?
-İki gün önce
-Belki ayrılmıştır.
Ahmet Yılmaz'ı düşündüm, her gün danışmanın önünden geçiyor, sessiz sakin işini yapıyor, akşam çıkıp gidiyor. Kimse Ahmet Yılmaz'ı tanımıyor, herkes birbirine sorarken bu adamı bir tuhaf hissettim, üzüldüm ya da rahatsız oldum. Sonra kayıtlara baktım, o kadar çok Ahmet Yılmaz var ki...

Pazartesi, Mayıs 07, 2007

yorumsuz

lali:
geldi çattı d. günü
lali:
ee etyen bey
lali:
nasıl hissediyrsnz
eTYen:
former yugoslavian republic of macedonia
eTYen:
101 gün var!
eTYen:
hiii
lali:
101 mi
eTYen:
vala heyecanlı gergin ve olayları bekler bi haldeyim
eTYen:
evet
lali:
nie 101 diyrz
eTYen:
çünü 101 var
lali:
101 gün mü?
lali:
anlamadı ben
eTYen:
evet 101 gün
lali:
alla alla
lali:
o zaman 2 gün sora kutlamıyrz yani senin d. gününü
eTYen:
ahahaha
lali:
101 gün sorasını hesaplicaz
eTYen:
d.gününü
eTYen:
düğün günü anlamam beni benden aldı
lali:
auhsushlkadsjfşsd
eTYen:
ıaheahuae